Bize Humeydî (219): Sufyân ibn Uyeyne (198)’nin nazarında Haddesenâ, Ahbaranâ, Enbeenâ ve Semi’tu bir ma’nâya idi, dedi. Abdullah ibn Mes’ûd da: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) sâdık ve masdûk olduğu hâlde Haddesenâ ( = Bize tahdîs etti) demiştir. Şakîk da Abdullah ibn Mes’ûd’dan söyledi ki, kendisi: Ben Peygamber’den bir söz işittim, demiştir. Huzeyfe ibn Yemân (36) da: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) bize iki hadîs tahdîs etti, demiştir. Ve Ebu’l-Âliye (190) dedi ki: İbn Abbâs’tan: o da Peygamber’den; O da Rabb’ından rivayet etmekte olduğu hadîsde… Enes ibn Mâlik de: Peyamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’den; O da azîz ve celîl olan Rabb’ından rivayet ederek… dedi. Ebû Hureyre de: Peygamber’den; o da azîz ve celîl olan Rabb’mızdan rivayet ederek… buyurdu, dedi.
61- Bize Kuteybe (240) tahdîs etti. Bize İsmâîl ibn Ca’fer (180) Abdullah ibn Dinâr (127)’dan; o da İbn Omer (radıyallahü anh-73)’den tahdîs etti. O şöyle demiştir: Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem): “Ağaçların içinden bir nevi’ vardır ki, yaprağı düşmez. O ağaç (kâmil) müslümânın benzeridir. Onun ne olduğunu bana tahdîs edin (-söyleyin)” buyurdu. Orada bulunanlar vâdîlerdeki ağaçlan saymağa daldılar. Abdullah ibn Omer dedi ki: Bunun hurma ağacı olduğu hatırıma geldi, fakat (söylemeğe) utandım. Ondan sonra: Yâ Rasûlallah, onun ne ağacı olduğunu bize tahdîs et (=söyle), dediler. Rasûlüllah: ”Hurma ağacıdır” cevâbını verdi.