Tam o günlerde bir gece vakti bir rüya görüm gördü Enlil: Bir adamın sureti göründü ona, ışıl ışıl ve gökler gibi parlayan biriydi. Yaklaşıp Enlil’in yatağının başında durunca ak saçlı Galzu’yu tanıdı Enlil. Sol elinde lacivert taşından bir tablet tutuyordu Galzu, üstüne yıldızlı gökler çizilmişti. Gök on iki takım yıldızın işaretine bölünmüştü, sol eliyle bunları işaret etti Galzu.
Boğadan koça doğru işaret etti ve bunu üç kez tekrar etti. Sonra rüya görümde konuştu Galzu ve Enlil’e şöyle dedi: İyiciliğin adil dönemini izleyecek kötülük yapılıp kan dökülen bir dönem. Üç göksel hissede Marduk’un koçu Enlil’in boğasının yerini alacak. Kendisini en üstün tanrı olarak görüp hakimiyetini ilan eden kişi Dünya’yı ele geçirecek. Daha önce görülmemiş bir afet, Kısmet’in emrettiği gibi, yaşanacak!
Tufan zamanında yapıldığı gibi, adil ve layık bir adam seçilmeli. Onun ve onun soyunun sayesinde, her şeyin yaratıcısının istediği gibi, uygar insan korunacak! Böyle dedi ilahi elçi Galzu rüya görümde Enlil’e. Gece vakti gördüğü bu rüya görümden uyandığında Enlil, hiç bir tablet yoktu baş ucunda. Gökten gelen bir kehanetmiydi bu yoksa tüm bunları yüreğimden mi geçirdim, diye merakla sordu Enlil kendi kendine.