Adapa’yı uyandırdı uykusundan, ona rüya görümünü anlattı. Yüreğimi ağır bir acı doldurdu, korkunç bir şey mi oldu ki? Böyle diyordu Titi, Adapa’ya; çok ama çok telaşlıydı. Sabah olunca Eridu’dan yola çıktı ikisi, gittiler Ka-in ve Abael’in çalıştığı yere.Tarlada buldular Ka-in’i; ölen Abael’in yanı başında oturmaktaydı hala. Titi’den acıyla dolu bir haykırış koptu; Adapa çamur sürdü başına.
Ne yaptın sen? Ne yaptın sen, diye bağırdılar Ka-in’e. Ka-in’in yanıtı sessizlik oldu; kendini yere atıp ağladı. Eridu kentine döndü Adapa; olanı biteni efendi Enki’ye anlattı. Enki büyük bir öfkeyle aldı Ka-in’i karşısına.Cezalandırılacaksın, dedi ona. Edin’den ayrılmalı, Anunnakiler ve uygar Dünyalılar arasında kalmamalısın! Abael’e gelince, cesedi tarlada yabani kuşlara bırakılamaz.
(Yaratılış 4;
9- Rab Ka-in’e, ”Kardeşin Habil nerede?” diye sordu. Ka-in, ”Bilmiyorum, kardeşimin bekçisi miyim ben? ” diye karşılık verdi.
10- Rab, ”Ne yaptın?” dedi, ”Kardeşinin kanı topraktan bana sesleniyor.
11- Artık döktüğün kardeş kanını içmek için ağzını açan toprağın laneti altındasın.
12- İşlediğin toprak bundan böyle sana ürün vermeyecek. Yeryüzünde aylak aylak dolaşacaksın.”
Maide Suresi 30- Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermesi için yeri deşen bir karga gönderdi. O ,
”Eyvah, şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömemedim ha!” dedi ve artık pişmanlığa düşenlerden olmuştu.)
(Aslında kardeşinin ağır tahrikiyle O’nu öldürmek zorunda kalan ve sonrasında büyük bir şok yaşayan, kardeşinin başından ayrılmayan Ka-in terbiyesiz ve Tanrı’ya isyankar bir role büründürülüyor. Eski çağlarda anlatılan hikaye ve masallar da olmazsa olmaz bir kural vardır. Kötü ve iyi! Mutlaka bir kötü olmalı ve iyi en sonunda kazanmalı. Mucizelerle süslenmiş anlatılarda hep iyi kazanır. Kutsal kitaplar da mucizeleri yaratan rolü; periler, cadılar ve cinlerden alınır ve Tanrı’ya verilir.
Ancak bir şart vardır. Tanrı sözlerine koşulsuz itaat. İşte gerçek hayatta hep kötüler kazanırken, masallardan kutsal kitaplara devinilmiş mucizelerden medet uman cahil halk iyilerin kazanacağını ümit ederek yaşar ve Tanrı adına konuşan kötülerin emrindeki ruhban sınıfına itaat eder. İstenilen de budur. Bencil insanoğlunun yönetici olabilen kısmı sömürüsünü devam ettirebilmek için yönettiğinin koşulsuz itaati için dini kullanır. Bir diğer konu da Adem elmayı yediğinde olduğu gibi toprak yine insanoğlunu lanetliyor. Ama Ka-in’in soyu dahil insanoğlu topraktan bol bol ürün almaya devam ediyor!! )