Dünyalıların çocuklarını gözlemledi ve çok kötü bir şey gördü: Aralarında çiftleşe çiftleşe bunlar ilkel atalarının haline gerilemişlerdi! Enki sazlıkları dolaşıp gözlemledi, nehirlerde yelken açıp gözlemledi. Yanında yalnızca İsimud, sırları saklayan veziri vardı. Nehrin kıyısında yıkanıp eğlenen Dünyalılar dikkatini çekti. Aralarında vahşi güzellikleriyle iki dişi hemen gözüne çarptı.
Onları gören Enki heyecanlandı, yakıcı bir arzuydu duyduğu. Bu gençleri öpsem mi acaba, diye soruyordu Enki veziri İsimud’a. İsimud sandalı oraya yöneltti, kuru toprağa atladı Enki. Gençlerden birini yanına çağırdı, genç kız ona bir ağaçtan meyve kopardı. Enki eğilip kucakladı onu, bilecekti genç Dünyalıyı. Rahmine bıraktı tohumunu, çiftleşip bildi onu. Rahmine aldı kutsal tohumu genç kız, efendi Enki’nin tohumuyla gebe kaldı.
Enki diğerini yanına çağırdı, genç kız ona bir çalıdan üzümler kopardı. Enki eğilip kucakladı onu, bilecekti genç Dünyalıyı. Rahmine boşalttı tohumunu, çiftleşip bildi onu. Rahmine aldı kutsal tohumu genç kız, efendi Enki’nin tohumuyla gebe kaldı. Bu gençlerle birlikte kal, gebe kalıp kalmadıklarından emin ol! Böyle diyordu Enki, veziri İsimud’a. İsimud genç kızların yanında kaldı; dördüncü sayışta irileşti karınları.