Enlil hiç yatışmadı, homurdanarak; öyle olsun, dedi oğluna. Altın çabucak yığıla, hepimiz en kısa zamanda Nibiru’ya döne! Edin’de Anunnakiler büyük hayranlıkla izliyordu Dünyalıları: Zekaya sahipti bunlar, emirleri anlıyorlardı. Her türden işi üstlenmişlerdi; işlerini çıplak görmekteydiler. Erkek ve dişiler kendi aralarında sürekli çiftleşmekte ve hızla çoğalmaktaydılar.
Bir şar içinde bazen dört, bazen daha çok nesil doğmaktaydı! Dünyalıların sayısı artarken, Anunnakilerin işçileri Anunnakilerin verdiği tayınla doymaz oldular; Şehirlerde ve meyve bahçelerinde, vadilerde ve tepelerde Dünyalılar sürekli yiyecek aramaktaydılar.
O günlerde tahıllar ortaya çıkmamıştı henüz. Dişi koyun yoktu, kuzu doğmamıştı. Bu meseleler yüzünden Enlil çok öfkeli sözlerle Enki’ye şöyle diyordu: Senin işlerin yüzünden çıktı bu karmaşa, kurtuluşunu da sen düşün!