Yaban olanlar gibi kaba tüylü değildi; sahil kumunun rengindeydi saçları. Teni pürüzsüz,Anunnakilerin teni gibi yumuşaktı ve o renkteydi. Ninmah kız çocuğu ellerine aldı. Arka kısmını tokatladı; yeni doğan uygun sesler çıkardı. Ninki’ye, Enki’nin eşine verdi yeni doğanı ki emzirilsin, beslensin ve büyüsün. Ona bir ad verecekmisin, diye sordu Enki eşine. O bir yaratık değil, bir varlık.
Senin suretinde ve senin benzeyişinde. Kusursuzca biçimlendi; dişi işçiler için bir kalıp elde ettin. Ninki elini yeni doğanın bedenine götürüp onun tenini okşadı parmaklarıyla. Tİ-AMAT olsun adı, yaşamın anası anlamına, diyordu Ninki.Dünya’nın ve Ay’ın içinden çıktığı o eskinin gezegenin adıyla bir olsun adı. Onun rahminin yaşam özünden başka doğumlar yapanlar kalıplanacak.
Böylece bir ilkel işçiler kalabalığına yaşam vermiş olacak. Böyle diyordu Ninki; diğerleri de onaylayan sözler söylediler.