İlkel işçiler oluşturmak için, onun üstüne özümüzün işaretini koymak! Böyle demişti Enki önderlere. İhtiyacımız olan yaratık zaten mevcut! Böyle diyerek Abzu‘nun bir sırrını açıkladı onlara. Diğer önderler Enki’nin sözlerini şaşkınlıkla dinlediler; bu sözler onları şaşkınlığa düşürdü.
Abzu’da iki bacakları üstünde dik yürüyen yaratıklar var, diyordu Enki. Ön bacaklarını kol olarak kullanıyorlar, elleri de var. Bozkırın hayvanları arasında yaşarlar. Giyinip örtünmeyi bilmezler.
Bitkileri ağızlarıyla kopartıp yerler, suyu gölden veya çukurdan içerler. Tüm bedenleri kaba tüylerle kaplı, kafaları aslanın yelesi gibi. Ceylanlarla itişip kakışırlar, sularda kaynaşan yaratıklarla eğlenirler. Önderler Enki’nin sözlerini şaşkınlık içinde dinlediler. Edin’de hiç böyle bir yaratık görülmedi şimdiye dek, dedi Enlil, inanmamıştı. Çok uzun çağlar öncesinde, Nibiru’daki atalarımız da bunlar gibi yaşamış olmalılar, diyordu Ninmah.