Abzu’nun ortasında, saf suların yerinde bir mesken inşa ettim. Adı gümüş olan parlak bir metalle kapladım, koyu mavi bir taşla, lacivert taşıyla süsledim. Gel Ninmah, benimle ol, Enlil’e olan hayranlığından vazgeç artık.Abzu’ya, Enki’nin meskenine doğru yola koyuldu Ninmah; Enki ona sevecen sözler söyledi orada, birbirleri için yaratıldıklarını söyleyip kulağına tatlı sözler fısıldadı.
Sen hala benim sevdiceğimsin, dedi Enki ona. Onu kucakladı, öptü okşadı.Tohumunu Ninmah’ın rahmine boşalttı. Oğul doğur bana, oğul doğur bana diye haykırdı. Ninmah tohumu rahmine aldı, Enki’nin tohumuyla gebe kaldı. Dünya’nın bir ayı Ninmah için Nibiru’nun bir günüydü. Beş ve altı ve yedi ve sekiz ay günü tamamlandı; anneliğin dokuzuncu sayısında Ninmah’ın doğum sancısı tuttu.