Yol boyunca yeryüzünün manzarasını, Edin’in nerelere dek uzandığını gösterdi Enlil ona. Enlil planlarını ona göklerden bakarak açıkladı. Sonsuza dek kalacak bir plan tasarladım, diyordu ona. Sürekli yapılar inşa edilmesini gerektiren bir plan oluşturdum. Eridu’dan uzakta, kuru toprağın başladığı yerde olacak ordugahım, Larsa olacak adı, yönlendirme yeri haline gelecek.
Burannu‘nun (Fırat), derin sular nehrinin kıyılarına yerleşecek, ondan bir ikiz şehir yükselecek gelecekte, adınaLagaş diyeceğim. Bu ikisi arasında, planlar üstünde bir çizgi çizdim. Bundan altmış lig sonra bir şifa şehri ortaya çıkacak. Senin kendi kentin olacak; Şurubak, sığınak şehir diyeceğim adına. Çizginin tam ortasında yerleşecek ve dördüncü şehre yol gösterecek;
Nibru-ki (Nippur), Dünya’nın geçiş yeri diyeceğim adına, içine bir gök-yer bağı kuracağım. Kaderler tabletlerini orası saklayacak, tüm uçuş görevlerini kontrol edecek. Eridu ile birlikte beş şehir olacak böylece ve sonsuza dek var olacaklar. Enlil kristal bir tablet üstüne çizilmiş ana planı gösteriyordu. Tabletin üstünde başka işaretler görüp onlar hakkında sordu Ninmah.
Beş şehrin ötesine, bundan sonra bir araba yeri inşa edeceğim, Nibiru’dan Dünya’ya doğrudan gelişler için, diyerek yanıtladı Enlil onu. O zaman anladı Ninmah, Anu’nun Lahmu ile ilgili planları niçin karıştırmıştı Enlil’in aklını. Kardeşim, beş şehir için yaptığın plan muhteşem, diyordu Ninmah ona. Şurubak’ın şifa kentinin benim olması, meskenim olarak oluşturulması için sana müteşekkirim.