Turunun kaderi hesaplandı, bir kader tableti sımsıkı sabitlendi; altın çıkartmak için Dünya’ya gitme görevi için elli kahraman gerekecekti. Anu yolculuk için onay verdi; Yolculuğun başlayacağı doğru zamanı seçmeleri için yıldız izlerler seçildi. Arabalar yerinde kalabalıklar toplandı, kahramanları ve onların önderini uğurlamaya gelmişlerdi. Kartal miğferlerini takmış, her biri balık giysisi giymiş olan kahramanlar birer birer girdiler arabaya.
Son binen Ea idi; kalabalıklara veda etti. Kralın hayır duasını almak üzere babası Anu’nun huzurunda diz çöktü. Evladım, ilk oğlum: çok uzaklara yolculuk edeceksin, hepimiz için tehlikeye atılacaksın; başarın sayesinde bela Nibiru’dan uzaklaşa; gidip sağ salim geri dönesin. Anu böyle diyerek uğurlayıp kutsadı. Ea’nın annesi Ninul onu kucağına alıp yüreğine sokarcasına sımsıkı sardı.
Anu’dan bir oğul olarak verildin de sen bana, niçin yerinde duramaz bir yürek verildi sana? Git ve o tehlikeli yolculuğu güvenle bitirip geri dön, dedi Ea’ya. Ea eşini şevkatle öptü, tek kelime etmeden sarıldı Damkina‘ya. Enlil üvey kardeşiyle kucaklaştı. Başarılı olasın, dedi ona. Ea yüreğinde üzüntüyle girdi arabaya, yükselip süzülme emrini verdi.