Hanna şöyle dua etti:
“Yüreğim RAB’de bulduğum sevinçle coşuyor;
Gücümü yükselten RAB’dir.
Düşmanlarımın karşısında övünüyor,
Kurtarışınla seviniyorum!
Kutsallıkta RAB’bin benzeri yok,
Evet, senin gibisi yok, ya RAB!
Tanrımız gibi dayanak yok.
Artık büyük konuşmayın,
Ağzınızdan küstahça sözler çıkmasın.
Çünkü RAB her şeyi bilen Tanrı’dır;
O’dur davranışları tartan.
Güçlülerin yayları kırılır;
Güçsüzlerse güçle donatılır.
Toklar yiyecek uğruna gündelikçi olur,
Açlar doyurulur.
Kısır kadın yedi çocuk doğururken,
Çok çocuklu kadın kimsesiz kalır.
RAB öldürür de diriltir de,
Ölüler diyarına indirir ve çıkarır.
O kimini yoksul, kimini varsıl kılar;
Kimini alçaltır, kimini yükseltir.
Düşkünü yerden kaldırır,
Yoksulu çöplükten çıkarır;
Soylularla oturtsun
Ve kendilerine onur tahtını miras olarak bağışlasın diye.
Çünkü yeryüzünün temelleri RAB’bindir,
O dünyayı onların üzerine kurmuştur.
RAB sadık kullarının adımlarını korur,
Ama kötüler karanlıkta susturulur.
Çünkü güçle zafere ulaşamaz insan.
RAB’be karşı gelenler paramparça olacak,
RAB onlara karşı gökleri gürletecek,
Bütün dünyayı yargılayacak,
Kralını güçle donatacak,
Meshettiği kralın gücünü yükseltecek.”
Sonra Elkana Rama’ya, evine döndü. Küçük Samuel ise Kâhin Eli’nin gözetiminde RAB’bin hizmetinde kaldı.